Sırt çantasıyla Avrupa Turu yapmak, birçok insanın bucket listesinde üst sıralardadır. Bununla birlikte, Avrupa kıtası pek çok ülke, kültür ve insan çeşitliliği ile oldukça baş döndürücü olabilir. 2019’dan itibaren Avrupa’nın neredeyse % 60’ını gezmişimdir. Almanya’ya taşınmam ile birlikte en kısa zamanda her yerini gezip, sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bu yazıda ilk defa Avrupa Turu yapacaklar için, seyahatinizi kolay ve unutulmaz hale getirmeye yardımcı olacak aşağıdaki 10 ipucunu paylaşmak istedim.
Avrupa turu boyunca gezip, gördüğüm ve deneyimlerimi paylaştığım instagram hesabımı buradan takip edebilirsiniz.
Popüler Turistik Noktalara, Sezonun Yoğun Olduğu Dönem Gitmeyin!
Tabii ki, Barselona, Paris, Dubrovnik ve Venedik gibi yerler sırt çantasıyla gezmek için harika yerler. Ama sezonun yoğun olduğu Temmuz ve Ağustos’ta, Avrupa’nın popüler turistik noktalarından kaçınmanızı şiddetle tavsiye ederim! Bu aylarda, Avrupa’yı gezmek tamamen işkenceye dönüşüyor.
Sabah erkenden yola koyulan tur gruplarıyla dolu sokaklar gözünüzü korkutabilir. Müze, galeri, anıt yerleri için beklenilen o kuyrukları, artan konaklama fiyatları ve hatta haftalar öncesinden rezerve edilmiş hostelleri düşünün. Kulağa eğlenceli geliyor mu? Pek sanmıyorum.
Söylediklerimi yanlış anlamayın. Avrupa’nın en ünlü bölgelerini ve şehirlerini kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Ancak, havanın hala iyi olduğu, önemli lokasyonların o kadar yoğun olmadığı zamanda gelmeniz, gezerken çok daha keyif almanızı sağlayacaktır. Ben kendi Avrupa turumu Eylül ayında başlatmıştım.
Ücretsiz Yürüyüş Turlarından Yararlanın!
Yeni bir şehre geldiğimde yaptığım ilk şey, genelde ücretsiz bir yürüyüş turuna katılmak oluyor. Bu turları hemen hemen gezdiğim tüm Avrupa şehirlerinde gördüm. Ücretsiz turlara katılmak istiyorsanız, şehrin simge meydanında üstünde free tour yazan şemsiyeli birini görünce koşun yanına. Konsepte aşina değilseniz: bu turlar tamamen gönüllü bahşişlere dayanmaktadır. Bu da eğlenceli bir tur garanti eder. Yani tur sonunda gönlünüzden ne koparsa rehbere teşekkür etmek amacıyla verebilirsiniz. Zorunlu değil, ama ben her seferinde verdim.
Bu ücretsiz yürüyüş turları sayesinde şehrin tarihini gezerek öğreniyorsunuz. Aynı zamanda diğer yalnız gezginlerle tanışmak ve kendi başınıza seyahat ediyorsanız yeni arkadaşlar edinmek için de iyi bir fırsattır. Ben İspanyol bir kız ile Hamburg’ta bu şekilde tanışıp, beraber 3 gün vegan, meditasyon ve nudist kampına katılmıştık. Harika bir deneyimdi.
Sadece Ülkelerin Başkentini Gezmekle Yetinmeyin!
Henüz Avrupa’yı gezmediyseniz, Roma, Berlin ve Viyana’yı görmeyi hayal ediyorsunuzdur. Ama Bologna, Hamburg ve Graz’da da bir durak düşündünüz mü? Muhtemelen hayır, ama kesinlikle yapmalısınız! Interrail yapan gezginlerin çoğunluğu, bir ülkenin sunabileceği diğer tüm yerleri ve kasabaları ihmal ederek rotalarını sadece başkentlerden yana kullanıyor. Yalan yok, kendim, ilk rotamı oluşturduğumda ben de bir başkent rotası çizmiştim. Ama daha sonra, beni cezbeden yerleri rotama eklemeye başladım. Çek Cumhuriyeti’nde Prag’dan daha fazlası var ve Almanya’da Berlin’den daha fazlası var. Git ve keşfet!
Ben rastgele plansız bir şekilde rotama eklediğim Nürnberg ile şuanki sevgilimle tanışma fırsatı yakaladım ve bir şekilde Almanya’ya taşındım. Belki de sizin de aradığınız aşk, büyük şehirlerin yanındaki küçük şehirlerden birindedir. Bilemezsiniz 🙂
Hosteller, Backpacker Cennetidir!
Avrupa’ya ilk kez gidiyorsanız, hostelde kalmak birçok şeyi kolaylaştıracaktır. Hosteller, diğer gezginleri tanımak, yeni arkadaşlar edinmek ve şehirdeki ilgi çekici yerler ve aktiviteler hakkında bilgi almak için harika yerlerdir. Birçok hostel ayrıca yürüyüş turları ve konuklar için pub gezintileri gibi eğlenceli etkinlikler düzenlemektedir. Ve üstüne de paranızın çoğu cebinizde kalır. Gittiğiniz her şehirde mutlaka ucuz hosteller bulursunuz. Eğer planlı olmayı seviyorsanız, hostel rezervasyonlarını önceden daha uygun bir fiyata ayarlayabilirsiniz. Hosteller paylaşımlı odalara sahip olduğundan, güvenlik açısından yanınızda extra dolap kilidi almanızı tavsiye ederim. Her şey olabilir, siz yine de eşyalarınız için temkinli olun 🙂
Fiyatların Önemli Ölçüde Değiştiğini Unutmayın!
Avrupa’da sırt çantasıyla gezmek için günlük veya aylık bir bütçe hakkında kabaca bir tahminde bulunmak çok zordur. Çünkü harcamalarınız bölgeye ve ülkeye göre önemli ölçüde farklılık gösterir. Ortalama gelir ve yaşam maliyetleri söz konusu olduğunda Avrupa şehirleri değişkenlik gösterir. Özellikle Kuzey Avrupa (İskandinav ülkeleri) ve İsviçre, dünyanın en pahalı destinasyonları arasında yer alıyor ve onları ziyaret etmeyi planlıyorsanız kesinlikle buraya uygun bir bütçe ayırmalısınız. Kendi harcamalarımı göz önünde bulundurduğumda, İskandinavya’da gezebileceğim bir şehir ile Güney Avrupa’da gezdiğim 3 şehrin maliyetleri aynı. Bu nedenle, bütçenizi iki kez düşünün ve rotanızı buna göre ayarlayın!
Ulaşım Seçiminizi Düşünün!
Neyse ki, Avrupa’daki toplu taşıma ağı geniş ve bir yerden bir yere gitmek için birçok seçenek var. Trenleri, düşük bütçeli uçuşları, uzun mesafeli otobüsleri ve hatta araba paylaşım platformlarını (blablacar.com gibi) düşünün! Rotanıza bağlı olarak, tüm bu farklı seçenekleri göz önünde bulundurmanızı ve buna göre plan yapmanızı öneririm. Örneğin, son dakikada rezervasyon yapıldığında trenlerin çok pahalı olabileceğini vs. unutmayın. Avrupa turu başlamadan 2 ay önce aldığım Berlin-Hamburg, Hamburg-Bremen, Bremen-Amsterdam otobüs biletlerimi 1 €’ya almıştım. Şaka gibi değil mi? Ayrıca Avrupa içinde ekonomik uçuşlar da bulunuyor. Ryanair ile minimum 5 €’ya diğer şehirlere uçuş yapabilme şansınız var. Tabii ki denk getirebilirseniz 🙂
Tüm Avrupa'da Kullanabileceğiniz Yerel Sim Kart Edinin!
Güzel bir haberim var! Alacağınız bir Avrupa sim kartı, AB’nin her yerinde ek ücret ödemeden çalışır, bu da bağlantıda kalmak için her ülkede ayrı sim kart satın almanız gerekmediği anlamına gelir. Ön ödemeli sim kartlar ve mobil veri fiyatlarının Avrupa’da son derece farklı olduğunu unutmayın.(Özellikle Almanya ve Birleşik Krallık) Almanya ve Birleşik Krallık’ta oldukça fazla ödemeniz gerekse de, bu ülkelerde büyük bir veri hacmi elde edebileceğinizi unutmayın. Ben Avrupa Turu rotama Bulgaristan üzerinden başladığım için, ilk sim kartımı Bulgaristan üzerinden almıştım. AB ülkeleri arası anlaşma olduğundan tüm ülkelerde bu hattı ek ödeme yapmadan rahatça kullanabilmiştim.
Öğrenci Kimliğinizle Tasarruf Edin!
Öğrenciyseniz, size birçok turistik yere indirim (ve hatta bazen ücretsiz giriş) sağlayacak bir Uluslararası Öğrenci Kimlik Kartına (ISIC) başvurmanızı şiddetle tavsiye ederim. Avrupa’da giriş ücretleri hızlı bir şekilde bütçenizi sömürebilir. (özellikle en ünlü turistik yerler için) Ama bu kart ile çoğu yerde zaman içinde tasarruf edebileceksiniz. Ben ilk kez Avrupa Turu (2018) yapmadan önce almıştım. Fiyatı 20 lira olması lazımdı ama şu an baktığımda 30 lira gözüküyor. O vereceğiniz 3 Euro, sizi Avrupa turunda onlarca Euro vermekten kurtaracak. Mutlaka almanızı öneririm.
Bir Bölgeye Odaklanın. (Zamanınıza Bağlı Olarak)
Bizim ülkemizle kıyaslandığında, Avrupa’daki mesafeler birbirine çok yakın görünüyor. Ancak, onları küçümsemeyin! Elbette bir günde 5 farklı Avrupa ülkesini rahatlıkla geçebilirsin ama bir hafta içinde 7 ülkeyi daha saymak için 2 gün sonra İtalya’dan ayrılmaktan gerçekten zevk alır mıydın? Bunun yerine (zamanınıza bağlı olarak) bir bölgeye veya birkaç ülkeye odaklanmanızı ve bunları doğru bir şekilde deneyimlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Bazen daha fazla, daha azdır ve genel Avrupa Turu deneyiminiz için nicelikten çok kalite de doğru olacaktır. İlk Avrupa turumda, rotayı daha çok Orta Avrupa olarak belirlemiştim. Bu sayede şehirleri dolu dolu gezebilmiştim.
Seyahat Programınızı Çok Sıkıştırmayın!
Bu seyahat ipucu, bir önceki paragrafla doğrudan ilgilidir. Yaptığım Avrupa Turu ile kıtanın neredeyse % 70’ini dolaştım ve inanın bana, Avrupa’yı keşfetmek çok ama çok yorucu olabilir. Bunun nedeni, her şehrin, her destinasyonun, her ülkenin sunabileceği çok şey olmasıdır. Müzeler, plazalar, bakış açıları, yürüyüşler, kiliseler, festivaller, yemek deneyimleri vs. gittiğiniz her yerde çok fazla kültür, çok fazla tarih var. Tüm bunların yanı sıra, bir sırt çantalı gezgin olarak hostellerde yeni arkadaşlar edinmek, yerel halkla tanışmak, gece hayatını keşfetmek ve ara sıra akşamdan kalmanızı iyileştirmek için ertesi gün uyumak isteyebilirsiniz. Kulağa yorucu mu geliyor? Kesinlikle! Tecrübelerime göre, her yerde en az 3 gün geçirmenizi tavsiye ederim. Bu size nefes almak ve bir varış yerinin tadını çıkarmak için yeterli zaman verecektir!
Umarım bu seyahat ipuçları, Avrupa Turu süresince en iyi deneyimi yaşamanıza yardımcı olur. Eminim ki hepiniz birbirinizden farklı, inanılmaz anılar yaşayıp müthiş bir zaman geçireceksiniz!
Bizi instagram’dan takip etmeyi unutmayın! Hoşça Kalın 🙂
[…] İlk Defa Avrupa’yı Gezecekler İçin 10 İpucu […]
[…] İlk Defa Avrupa’yı Gezecekler İçin 10 İpucu […]